Bu yalan hepimizin
09 Ocak 2014

Mekatronik Sanat
Oğuz Erten

ANALAR, renkli led ışıldar, çipler, mekanik unsurlar ve ses… 60’lardan itibaren Japonya’da uygulanmaya başlayan Mekatronik Sanat, yani mekanik ve elektroniğin birleşimi, Emire Konuk’un sergisinde de kendine yer buluyor. Hem renkli, hem de alabildiğine yeniliğe açık bu sergi için son üç gün…

Türk çağdaş sanatının yaşıtlarından, hatta gençlerinden bile üretimleri ile ayrılan sanatçısı Emire Konuk’un “Bu Yalan Kimin” isimli sergisi için son viraja girmiş durumdayız. Mekanik ve elektroniğin renkli dünyasından oluşan sergi farklı lezzetler vaadediyor.

SANATÇI Emire Konuk’un EKAV Sanat Galerisi’nde açılan “Bu Yalan Kimin” isimli sergisini görmek için son viraja girmiş bulunmaktayız. Sıra dişiliği ile kaçırılmaması gereken bu sergiyi 11 Ocak’taki kapanış tarihinden evvel bir kez daha hatırlatalım ve sanatçının görüşlerini paylaşalım istedik.

“Serginin de ismi olan “Bu yalan Kimin?” sorusunun cevabını mı arıyorsunuz veya yapıtlarınızla bu sorunun cevabını mı vaat ediyorsunuz?”

Öncelikle izleyiciyi düşünerek sanat üretmenin mümkün olmadığına inanıyorum. Bu soru benim sorunum. Evren karşısında, doğa karşısında, siyaset, yakın ilişkiler hatta kendi kendimle ilişkimde ve inanışlarımda hep gerçeği görmeme, anlayamama, gerçek yerine varsayımı koyma eğiliminde olduğumuzu fark etmek, bir nevi yalanlarla yaşadığımız sorunsalını canlı tutmak çabasındayım.

“Uzun yıllardır heykel ile uğraşan biri olarak geldiğiniz noktada Türkiye’de kurgu olarak eşine rastlanmayacak yapıtlar üretiyorsunuz. İzleyiciden gelen tepkiler nasıl? “

İzleyiciden inanılmaz tepkiler geliyor. Şaşkınlık, hayret, eğlenme. En önemlisi de mutluluk duygusu. Aydınlıkla, dinginlikle birleşen dinamiklik ve hiç görmedikleri bir anlatım biçimi onlan çok etkiliyor. Mekatronik Sanat yalnızca Türkiye’de değil dünyada da çok yeni. Mekanik ve elektroniğin birlikte kullanıldığı bu bilim dalı 1960 sonlarında Japonya’da gelişti. Bizde bu konu üniversitelerde yeni bir bölüm olarak 1970 sonlannda yer almaya başladı.

“Bu sergide izleyiciye sadece izleyici olma vasfından çıkarıp katılımcı olma şansı da tanıyorsunuz. Her renk alanını kendinin belirlediği butonlar verip kendi resimlerini yapma şansı tanıdığınız işleri nasıl tanımlayabilirsiniz? “

Ben tekrarlardan hoşlanmam. Bu yüzden aynı işin çeşitlemelerini hemen hiç yapmıyorum. Ama nasıl olurdu diye merak da etmiyor değilim. Tekniğin verdiği imkanlarla buna çare buldum. Aynı tablonun renklerini ve tonlarını elektronik olarak bir kumanda ile değiştirip binlerce versiyon üretebileceğimiz işler, veya önünde yürüdüğünüzde biçimleri değişiyor, sürekli akan bu değişiklik abstre bir film gibi de algılanıyor. Yine kendim için yapıyorum bu oyunları. Ama izleyici de büyük keyif alıyor. Bugünkü dünyada etkin olma duygusunu tadabileceğimiz az sayıdaki deneyimlerden birini yaşıyor.

Cirque du Soleil’e bayılıyorum
EMİRE KONUK: Sanatın ve sirkin birlesmesi İnanılmaz büyüleyici bir etki yaratıyor. Bu, bir rüyanın, bir büyünün sınırında durmak duygusu, benim yasarken hep cebimde taşıdığım, arada yokladığım, çıkarıp seyrettiğim, oksadığım, kokladığım, tattığım bir sey. Bu duyguyu izleyicimle de paylaşmak istedim.

Yazıyı PDF formatında indirmek için tıklayınız