Akrilik Küpler
Emire Konuk’un yapıtları, yalınlıkları, temizlikleri ve keskin formlarına karşın, kullandığı parlak renklerle bizi akıl ve duygu dünyasını birleştirmeye çağırır. Bir rüya imgesinin yoğun anlam katmanlarını içlerinde taşıyan bu çalışmaların hepsi, büyülü bir dünyanın büyüleyen, yoğun meditasyona çağıran mistik objelerine benzer.
Bütün büyücüler gibi Emire de gerçeğin, bilinmeyenin, belirsizliğin sınırlarında durur. Gerçek, ne kadar gerçek? Nereye kadar gerçek? Nereden sonrasını veya öncesini biz kurguluyoruz? Kurgulamamız ne kadar yalan, ne kadar yanılgı içeriyor? Evrendeki konumumuz, sosyal siyasal ortam, yakın ilişkilerimiz hatta kendimizi algılamamızda, anlamlandırmamızda yanılgı ve yalan payı ne kadardır? Cevaplarımızda, yanılgı yalan ve gerçek bir birine karışıyorsa, sonuçta elimizde yalnızca yalan kalır. Peki; BU YALAN KiMiN?
Bütün değerlerin ve gerçekliğin, görceliğini farkettiğimiz günümüzde, sanat bir yaşam biçimi seçmek ve teklif etmekse; Emire’nin seçimi Oyun Hayat Oyun Sanat oldu.